
44. Küresel Mahremiyet Asamblesi (GPA) bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofis Başkanı Dr. Ali Taha Koç, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada dijital dönüşüm süreci ile herkesin birer veri fabrikasına dönüştüğünü belirterek, Ofis bünyesinde yürütülen tüm projelerinde kişisel verilerin mahremiyetinin gözetildiğini vurguladı.
Konuşmasının başında yenilikçi teknolojilerin hayatımızda daha fazla yer edinmesiyle, 2002 yılında saniye başına 100 GB olan veri paylaşımının, 2022 yılında 150 bin GB’a ulaştığını dile getiren Başkan Koç, sözlerine şöyle devam etti: "Bu miktarda veri, yenilikçi teknolojiler ve özellikle dijitalleşme için ham madde olarak kullanıldığında hayatımızı sadece sosyal bakımdan değil siyasi, kültürel, sağlık, eğitim, iş yapış şekli, habercilik ve en önemlisi mahremiyet gibi alanları da etkiledi hatta köklü şekilde dönüştürdü."
Bu dönüşümle birlikte hayatımıza birçok yeni kavram ve teknolojinin girdiğini ve bunlardan en önemli ve en sık duyulanın ise yapay zekâ olduğunu söyleyen Başkan Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, başta yapay zekâ olmak üzere birçok alanda somut projeler hayata geçirdiklerini belirterek yürütülen projelerden örnekler verdi.
Gelişen teknolojiyle birlikte şirketlerin pek çok kişisel veriye sahip olacağını ifade eden Başkan Koç, en temel siber tehdidin gizlilik ve mahremiyet olduğunu vurguladı: "İnsanların avatarları aracılığıyla dahil olduğu bir siber uzay... Sınırları belirsiz kurgusal bir dijital evren... Bu dijital evrene teknoloji devlerinin şimdiden büyük bir iştahla yaklaştığı ise artık görünen bir gerçek. Sosyal refahtan çok kârlılıkla ilgilendiği bilinen bu şirketlerin, halihazırda topladıkları davranış verilerine, duyularla üretilmiş en hassas veriler de eklenmiş olacak. Metaverse’de oluşturdukları platformlar sayesinde, yaşamlarımız, gizli verilerimiz, diğer insanlarla olan özel ilişkilerimiz üzerinde daha önce olmadığı kadar büyük bir kontrole sahip olacaklar. Bu nedenle metaverse’deki en temel siber tehdit 'gizlilik ve mahremiyet' olarak karşımıza çıkacak."
Gizlilik ve mahremiyetin en önemli sorun olduğu metaverse evrenine ve tüm bu teknolojilere ilişkin yaklaşımlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok net bir şekilde ifade ettiğine dikkati çeken Başkan Koç, "Dijital varlık deposuna yakıt koyan değil, bizatihi bu aracı kullanmak isteyen vizyonumuz ve sahip olduğumuz yetkinlikler sayesinde başkalarının açtığı sanal evrenlerde değil kendi açtığımız evrenlerde yer alabilecek düzeydeyiz. Hedefimiz, bu alanda tüketici değil tasarlayıcı, üretici, yön verici; takip eden değil takip edilen konumuna ulaşmaktır." dedi.
Artık insanların veri üreten bir fabrikaya dönüştüğünü söyleyen Başkan Koç, hızlı teknolojik gelişme çağında mahremiyetin bir denge testi meselesi olduğunu vurgulayarak kamunun dijitalleşme sürecinde mahremiyet ile değer üretme arasındaki dengenin her zaman gözetilmesi gerektiğinin altını çizdi: “Bizler de kamunun dijitalleşme süreçlerini yönetirken, mahremiyet ile değer üretme arasındaki dengenin her zaman gözetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tüm çalışmalarımızda 'Veriden Değer Üreten Türkiye' mottosuyla hareket ediyoruz. Tüm projelerimizi kişisel verilerin sahip olduğu önemin bilinciyle geliştiriyoruz. Kişisel Verileri Koruma Kurumumuz ile her zaman yüksek bir diyalog ve koordinasyon içerisindeyiz."
Günümüzde teknolojinin sağladığı konforun ve verimliliğin bedelini mahremiyetle ödendiğini belirten Başkan Koç, konuşmasının sonunda verdiği örnekle, günlük hayatta etkileşime girilen akıllı cihazların kullanıcılar hakkında birçok bilgiye sahip olduklarını ifade etti: "Bu bilgilere erişenler bizler hakkında fikir sahibi oluyorlar. Örneğin en mahrem alanımız olan evimize girerken kullandığımız kapı zilinin artık akıllı olduğunu ama bu akıllı kapı zili uygulamasından çok sayıda kişinin en mahrem verilerinin çalınabildiğini sizlere söylesem, ne dersiniz? Bugün artık, kapı zillerinin akıllı olduğu bir çağdayız. Kapı zilini çaldığımız o bir saniyelik zaman diliminde parmak izimizden kalp ritmimize, biyometrik fotoğrafımızdan vücut sıcaklığımıza kadar birçok kişisel verimiz ele geçirilebilme riski var. Siz kapı zilini çaldığınızı düşünürken aslında çalınan verileriniz olabilir. Kısacası, veri çağında teknolojinin sağladığı konforun ve verimliliğin bedelini ne yazık ki mahremiyetle ödüyoruz."