
Yıllardır kamu ve özel sektörü bir araya getiren Kamu-BİB’24 ve BİMY’28 Bütünleşik Etkinliği bu sene de üretime destek olmak, ortak bir sinerji sağlamak gayesiyle; kamu, özel sektör ve üniversiteleri bir araya getirdi.
Etkinlikte Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Sn. Dr. Ali Taha Koç gelişen teknoloji ve çağın gereksinimlerine dikkat çekerek Türkiye’nin dijital dönüşümünü anlattı. Sn. Koç, konuşmasının başında etkinliğin teması olan “Küresel Salgın ve Dijital Gelecek”le ilgili olarak; geçmişten öğrenip, geleceğe bakılması gerektiğini, ekonomilerin ve toplumların “Covid-19 öncesi” kalıplara dönmesi artık pek olası olmadığını vurgulayarak her krizin beraberinde yeni fırsatları da getirdiğini söyledi: “Her kriz beraberinde yeni fırsatları da getiriyor. Özellikle pandemi ile mücadele ettiğimiz bu günlerde, dijital teknolojiler ve büyük ölçekli veri akışlarının, hayatımızı değiştirdiğini görüyoruz. Haziran ayında 2021 yılının en değerli 100 markası açıklandı. 2020 yılında Covid-19 etkisiyle yaşanan ekonomik krize rağmen, 100 küresel markanın toplam marka değerleri %42 artarak 7 trilyon dolara ulaştı.”
Devletler Dijital Olmalı
Başkan Koç, devletlerin artık dijital olması gerektiğine vurgu yaparak bu doğrultuda çalıştıklarını dile getirdi: “Devletler yalnızca dijital hizmetler vermekle kalmamalı, kendileri de dijital olmalı. Bu doğrultuda yenilikçi teknolojileri üretmek kadar bu teknolojilerin kullanımına imkân veren dijital alt yapıların oluşturulmasından, verilerin kendi sınırlarımız içinde kalarak yapay zekâ ile yorumlanmasına, büyük veriden değer ekonomisine geçişe ve her nesnenin internete bağlandığı günümüzde siber tehditlerden korunmaya kadar birçok alanda çalışmaktayız. Temel hedefimiz bu dönüşümü sürdürülebilir kılmak.”
Dijital Dönüşümün Lokomotifi Veri
Başkan Koç, verinin dijital dönüşümün lokomotifi olduğunu şu sözleriyle dile getirdi: “Dijitalleşme, tamamlanması gereken bir süreçten öte insan odaklı bir gelecek tahayyülüdür.
Bu geleceğin kesişim noktasında ise veri vardır. Nesnelerin internetinden 5G’ye, blokzincirden bulut bilişim ve yapay zekâya kadar tüm teknolojilerin odağında olan veri dijital dönüşümün de lokomotifidir.” Ulusal Veri Sözlüğü ile Açık Veri Portali çalışmalarının bu doğrultuda başlatıldığını belirten Sn. Koç, bu çalışmaların sonucunda bilgi ve iletişim sistemlerinde veri sahipliği ve dil birliği sağlanarak kurumlar arası entegrasyon zorlukları giderileceğini vurguladı.
Covid-19 pandemi döneminde e-Devlet Kapısı’nın, vatandaşların işlemleri için hızlı ve Covid-19 tedbirlerine uyarak yapabilecekleri bir alan olduğunu dile getiren Başkan Koç; bu süreçte ihtiyaç duyulan pek çok hizmetin e-Devlet Kapısı’na entegre edildiğini, vatandaşların %88’inin e-Devlet Kapısı’nı aktif bir şekilde kullandığını ve yeni bütünleşik hizmet yapısıyla ilgili işlemlerin artık tek bir pencerede yer aldığını dile getirdi.
Yapay Zekâ İnsanı Merkeze Alan Bir Yaklaşımla Ele Alınmalı
Başkan Koç, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın G20 zirvesinde yaptığı konuşmada; yapay zekâ, 5G ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yanında inovasyonun ekonomiye ve toplumlara faydalı şekilde kullanılması ve yapay zekânın “insanı merkeze alan” bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdiğini belirterek, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin bu doğrultuda hazırlandığını dile getirdi: “Ulusal Yapay Zekâ Stratejimizde; teknik altyapının iyileştirilmesinden alan uzmanlarının yetiştirilmesine, yapay zekâ alanında girişimciliğin geliştirilmesinden hukuki düzenlemelerin güncellenmesine kadar toplam 119 tedbir belirlenmiştir. 5 yıl içerisinde ülkemizde yapay zekâ alanının GSYH’ye katkısının %5’e yükseltilmesi ve bu alandaki istihdamın da 50.000 kişiye çıkarılması hedeflenmektedir. Yapay zekânın temelini oluşturan eğitim ve beceriler, stratejimizde önem verdiğimiz konuların başında yer almaktadır.”
Teknolojinin Karanlık Yüzüyle Daha Fazla Karşı Karşıya Gelmeye Başladık
Daha fazla çevrim içi oldukça teknolojinin karanlık yüzüyle de daha sık karşılaşıldığını vurgulayan Başkan Koç, iki büyük tehlike olduğunu söyledi: “İki ciddi tehlikeden bahsedebiliriz. Bunlardan ilki; siber saldırıların her geçen gün artarak bütün ülkeleri, kurumları ve şirketleri hedef almasıdır. Bu gerçeği Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Küresel Riskler 2020 ve 2021 raporlarında da gördük. Asla bizim başımıza gelmeyeceğine inanmak en kolay yoldur. Dünya üzerinde siber saldırıya uğramayan veya hacklenmeyen ülke, kurum veya büyük bir şirket bulunmamaktadır. İkinci tehlike ise dezenformasyon ve hızlı yayılan yanlış bilgidir. Zararlı çevrimiçi yanlış bilgi ve dezenformasyon COVID virüsünden bile daha hızlı yayılmakta. Hızlı yayılabildiği gibi, etkileri de en az COVID virüsü kadar yıkıcı olabilmektedir. Bu sebeple siber güvenliğin en zayıf halkasının insan olduğunu unutmamalıyız.”
Şimdi Dönüşüm Zamanı
Başkan Koç konuşmasının sonunda; kamu, üniversite ve özel sektör temsilcilerine seslenerek teknolojiye yön veren bir ülke olmak için dijital dönüşüm zamanının başladığını dile getirdi: “Bugünden atacağımız adımlar, yarının dünyasında teknolojiyi takip eden değil teknolojiye yön veren bir ülke olabilmemiz için oldukça önemlidir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 yılına ilerlerken dijital dönüşüm ekosisteminin gelişimini teşvik ederek, dijital becerilerin ve yetkinliklerin geliştirilmesi ülkemizin önemli önceliklerinden biri hâline geldi. Şimdi dönüşüm zamanı…”