
Türkiye Bilişim Derneği tarafından düzenlen Kamu BİB’23 ve BİMY’27 Bütünleşik Etkinliği bugün gerçekleşti. Etkinliğin açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Sn. Dr. Ali Taha Koç konuşmasında dijital dönüşümün önemi ve gerekliliğini vurguladı.
Dijital Dönüşüm Ofisi’nin temel amacının, dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla, ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik, insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında bütüncül bir dönüşümü gerçekleştirmek olduğuna değinen Sn. Koç, OECD’nin bu kapsamda yayınladığı 12 temel ilkeye değindi. Sn. Koç konuşmasında, Ofis çalışmalarının OECD tarafından yayınlanmış olan 12 temel ilkeyi tamamen kapsadığının altını çizdi.
1. Açıklık, şeffaflık ve kapsayıcılık,
(Openness, transparency and inclusiveness)
2. Politika oluşturma ve hizmet sunumuna katılım,
(Engagement and participation in policymaking and policy making and service delivery)
3. Kamu sektöründe veriye dayalı bir kültürün oluşturulması,
(Creation of a data-driven culture in the public sector)
4. Gizlilik ve güvenlik,
(Protecting privacy and ensuring security)
5. Liderlik,
(Leadership and political commitment)
6. Politika alanlarında dijital teknolojilerin tutarlı kullanımı,
(Coherent use of digital technology across policy areas)
7. Yönetişim,
(Effective organisation and governance frameworks to coordinate)
8. Uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi,
(Strengthen international cooperation with governments)
9. Net iş senaryolarının geliştirilmesi,
(Development of clear business cases)
10. Bilgi ve İletişim Teknolojileri proje yönetimi yeteneklerinin güçlendirilmesi,
(Reinforce ICT project management capabilities)
11. Dijital teknolojilerin tedariki,
(Procurement of digital Technologies)
12. Yasal ve düzenleyici çerçeve
(Legal and regulatory framework)
Başkan Koç, günümüz teknolojilerinin kamu sektörünün verimliliğini artıracağını ve daha açık, şeffaf, yenilikçi, katılımcı ve güvenilir hükümetler oluşmasına katkı sağlayacağını, bunun içinse veriye dayalı bir kültür oluşturulması gerektiğini belirterek bu bağlamda ulusal veri sözlüğü çalışmalarını başlattıklarını dile getirdi. “Kamu kurumlarımızın tüm uygulama, platform ve altyapı katmanlarında kullandıkları verilere ilişkin standart ve tanımlamaların yer alacağı Ulusal Veri Sözlüğü (UVS) çalışmalarını başlattık. Yapılan bu çalışmaların bir sonucu olarak, kamu kurumlarında ortak bir veri dili oluşturarak ulusal veri envanteri oluşturulacaktır.”
Sn. Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, söz konusu verilerin açık devlet verisi olarak kamuyla paylaşılabilmesi için Açık Veri Portali üzerinde çalışmaların sürdüğünü vurguladı.
Her verinin aslında bir şeyler söylediğini belirten Koç, verinin değere dönüşmesinin ise ancak yerli ve milli bir anlayışla mümkün olabileceğine değindi ve yapay zekâ alanında yerli ve milli yazılımların önemini vurguladı. “Yapay zekâ alanında olmazsa olmazımız; Türkiye’nin verisinden değer üretebilmek, yerli ve milli yazılımlar geliştirerek toplumumuza ve ekonomiye katkıda bulunabilmektir.”
Bu kapsamda yapılan çalışmalara da değinen Sn. Koç, 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programında yer alan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi hazırlık çalışmalarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Tübitak’la birlikte devam ettiğini dile getirdi. Başkan Koç ayrıca yapay zekâ alanında Gazi Üniversitesi ile birlikte yapay zekâ algoritmaları ile MR görüntülerinin saniyeler içinde değerlendirilmesine imkân sağlayan Türk Beyin Projesi’nin hayata geçtiğini duyurdu.
“Bu projede; beyin tümörü olan hastaların MR’ları incelenerek yapay zekâ algoritmalarının geliştirilmesi sağlanarak, beyinde bulunan anormal bölgelerin tespiti ve devamında sınıflandırılması yapılabilmektedir. Yapay Zekâ sistemimiz artık gerçek hastaların tanılarında kullanılabilmektedir. Bu yönüyle hayata geçmiş ülkemizdeki ilk proje olup; doktorların yerini almak yerine doktorların işlerini kolaylaştırmak adına hizmete sunulmuş bir karar destek sistemi vazifesi görmesi planlanmıştır.”
Verinin önemi kadar güvenliğinin sağlanmasının da bir o kadar önemli olduğunu vurgulayan Koç, bu bağlamada devlet teşkilatı içerisinde yer alan kurumlar ve kritik altyapı hizmeti veren işletmeleri kapsayan “Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi”ni 27 Temmuz 2020’de yayınlandığını dile getirdi.
Siber güvenlikte zincirinin en zayıf halkası insan olduğuna değinen Sn. Koç, çocukların bu alanda yeterlik kazanmasına önem verdiklerini ve çalışmalar yürüttüklerini dile gerdi. “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, Millî Eğitim Bakanlığı ile birlikte Siber Farkındalık Ayı Etkinlikleri kapsamında düzenlediğimiz Siber Zekâ Bilgi Yarışması ile de ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki öğrencilerimizin siber farkındalık düzeylerini artırmayı hedefliyoruz.”
Covid-19 salgınının hayatımızı, yaşam şeklimizi ve alışkanlıklarımızı etkilediğini dile getiren Sn. Koç, dijital teknolojilerin kullanılması neticesinde, salgının kontrol altına alınması ve şiddetinin sınırlandırılmasının temel hedefler arasında yer aldığını vurguladı. “Bu kapsamda kamu hizmetlerinin iyileştirilmesinde büyük veri, bulut bilişim, mobil platformlar, nesnelerin interneti, yapay zekâ, blok zincir gibi yeni teknolojilerden faydalanılabilmesi için süreç ve teknolojik altyapı iyileştirmeleri yapılmaktadır.”
Sn. Koç, ilk örneği “Araçlarım” olan, e-Devlet Kapısı üzerinden tüm bilgilere tek bir sayfadan ulaşılabilen ve herhangi bir yeni bilgi ve belge ibrazını gerektirmeyen bütünleşik hizmetlere dair çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi.
Türkiye’de dijitalleşme alanında bugüne kadar elde edilen başarıları en iyi şekilde anlatmanın yolunun uluslararası endeks çalışmalarına bakmak olduğunu söyleyen Sn. Koç, ülkemizin bu alandaki sıralamalarını şu sözleriyle dile getirdi.
“Ülkemiz temmuz ayı sonunda yayınlanan Birleşmiş Milletler 2020 yılı e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 193 ülke arasında, Çevrim İçi Hizmet Endeksinde 22., e-Katılım Endeksinde ise 23. sıraya yükselmiştir.
Benzer şekilde, 23 Eylül tarihinde yayınlanan “AB 2020 Yılı e-Devlet Endeks Çalışmaları”nda, Kullanıcı Odaklılık başlığında ülkemiz çok büyük bir başarı kaydederek, 36 ülke arasından 4. sıraya yükselmiştir. Bir önceki değerlendirmede kullanıcı odaklılık başlığında 24. sırada yer alıyorduk. Endeksin genelinde 26. sıradan 13. sıraya yükselmiş bulunmaktayız.
Fransa ülkemizin ardından 14., İngiltere 22. ve Almanya 26. sırada yer almaktadır.
Amacımız, bu tür endekslerde ilk 10 sırada yer almak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır.”